NE DİYORUZ, NASIL ANLIYORUZ?

İrem Özdemir & Sena Topaloğlu & Tuba Şekerci

Ruhlarımızın, gönüllerimizin şekil almış halidir adeta kelimeler. Aynamızdır bizim. Peki günlük hayatımızdaki muhataplarımızla iletişimimizi sağlayan kelimeleri ne kadar doğru kullanıyoruz? Anlamlarını biliyor muyuz? Kelimelerin hikayeleri var mıdır? Kelimelerin ruhuna doğru bir yolculuğa buyurunuz efendim…

TEFÂNÎ: Hepimizin mensubu bulunduğu fanilik hususiyetinden türetilme bu kelime; birbirinde fani olmak manası ile işteş bir yapıdadır. Aslen hoşgörü, rakik farikalar ve kardeşçe yaşamak düsturunu kapsamına alan merhamet yaklaşımıdır.

İSTİNSAH: Bir yazı veya yapıta bakarak örneğini çıkarma manasını taşıyan bu kelimede telif yememeye dikkat edilesidir.

FİRKAT: Fonetik yapı itibariyle firak kelimesine kardeş niteliğindeki bu kealime, ayrılık ve ayrılığın tabi neticesi üzüntüyü karşılayan bedbin bir sözcüktür.

BEDESTEN: Mazinin AVM’leri olarak ifade edebileceğimiz bu kelime dilimize Farsça’dan geçmiştir.

SEBİL: Arapça manası “yol” olan bu kelime epeyce de evrilmiştir hani. Kur’anî ifadesi “fisebilillah”tan mülhem dilimize geçmiş ve Allah rızasına giden yolda; yol kenarlarına su hayratı yapmakla öyküsü başlamıştır.

EKLEKTİK
Seçmeci anlamını karşılayan sıfattır. Sanat ve felsefedeki farklı çağ ve üsluplardan seçilip devşirilen unsurların olgusu desek yanılmayız.

SPEKÜLATİF
Tartışma programı izlerken sıklıkla işittiğimiz “kurgusal” bir kelime. Aslen ekonomi terimi olsa da; bilgi, olay ve hali hazırda insanı dahi kapsamına almaya namzettir.

ARKAİK
Eskiyi anlatan yeni kelimedir. Dünya ve insanlığın müşterek bilincinden bahsetmeye yarar kendisi. Sanat ve mimaride adından sıklıkla söz ettirir.

MANİPÜLE
Son asrın ışıltılı bilimi psikolojiden iktisap ettiğimiz “algı” kelimesi. İnsanları kendi bilinçleri dışında etkileme ve yönlendirme eyleminin şümulü.

KAKAFONİ
Kendisi için modern zamanların hercümercini haykıran bir tür “kakışma” ve hatta gereksiz lüks diyebiliriz.

İLGİNÇ KELİMELER VE HİKÂYELERİ

ABRAKADABRA: Çok eski zamanlardan itibaren hayatımıza giren bu sözcüğe günümüzde hala sık sık rastlıyoruz. Peki, bu ilginç sözcük nereden gelmiş olabilir? Gelin bunu hep beraber öğrenelim! Yapılan bazı araştırmalara göre “abrakadabra” kelimesinin ilk kullanımına M.S 3. yüzyılda yazılmış bir muska örneğinde rastlandığı biliniyor. En eski sihirli sözlüklerden biri olarak kabul edilen kelimenin İbranice’den geldiği ve “Konuş, Ey Kutsal Varlık!” anlamına gelen “Ha Brahcap Dabarah” kelimelerinden türediği söylenir. Büyücülük filmlerinde duyduğumuz sözlerin kökeninin kadim bir maziye dayandığını kim bilebilirdi ki!

VAMPİR: Fantastik filmlerde sıkça rastladığımız doğaüstü karakterler olan vampirlerin adının nereden geldiğini hiç düşünmüş müydünüz? Fransızcadan dilimize gelen kelimenin asıl kaynağının Tatarca “ubır” kelimesi olduğu söyleniyor. Balkanlar ve Doğu Avrupa’da da “vapir”, “upir” gibi türevleri mevcut. Eski Türklerin mitolojik anlatılarında “ubır” adlı doğaüstü bir varlık bulunuyor. Daha ilginç olanı ise bu varlığın etkilediği kişilerde kansızlık meydana gelmesi. Evliya Çelebi’nin de Tatarlardan ve Çerkezlerden “kan emen ubır” hikâyeleri aktardığı biliniyor. Peki, bu “ubır” bizdeki hangi kelimenin türevi dersiniz? Tabii ki de “içine çekmek, yutmak” anlamına gelen “obur”un.

SÜRPRİZ: Sıradaki sözcüğümüzün kökeni Fransızcaya dayanıyor. Kelime olarak “hiç beklenmeyen sevinç” anlamında kullanıyor olsak da eskilerde durumun biraz farklı olduğunu söylemek mümkün. Latince “sur-“ yani “yukarı, üst” ve “pendre” “almak, ele geçirmek” sözcüklerinin bir araya gelmesiyle ilk hali oluşan sürpriz sözcüğü ilk zamanlarda daha çok “istila etme, ele geçirme” anlamlarında kullanıldığı biliniyor. Orta Çağ Fransa’sında ormanlık arazilerdeki ıssız yollarda sık sık soygun olayları yaşanmaktaydı. İşte ağaçların üzerinden atlayarak yolcuların üzerine çullanan soyguncuların bu yaptıkları “sürpriz” olarak adlandırılmış. İnsanın en zor durumda olduğu anlardan en sevinç duyduğu anlara doğru oldukça “sürprizli” bir değişim olmuş doğrusu!

LİMONLU, TÜTÜNLÜ…
NEREDEN GELİYOR BU KOLONYA?

Türk kültürünün vazgeçilmezlerinden biri haline gelen kolonya ile korona virüs nedeniyle daha haşır neşir hale geldik. Onlarca çeşidi bulunan; bayramlarım, özel günlerin özel ikramlarından biri haline gelen kolonyanın adının nereden geldiğini hiç düşünmüş müydünüz?
Dünyada ilk kolonya İtalyan parfüm üreticisi Maria Farina tarafından adını aldığı Almanya’nın Köln kentinde piyasaya sürülmüş. Farina, bu güzel kokulu esansı Fransızca “Eau de Cologne” yani “Köln Suyu” olarak isimlendirmiş. Üretim yeri Almanya, üreticisi İtalyan, adı Fransızca olan kolonya günümüz dünyasındaki ortak kültürün adeta bir özeti gibi!

DİLİMİZE TAKILANLAR

Naif
Deneyimsiz, acemi anlamına gelir. İnce duygulu, hassas gibi sözcüklerin karşılığıysa “nahif”tir.

Aynen
“Olduğu gibi, hiçbir değişiklik olmadan’’ anlamına gelen bu kelime dilimize pelesenk olmuş halde. Alternatifleriyse şöyle: aynı düşüncedeyim, kesinlikle, katılıyorum…

Admin
TDK’ya geçmemiş olsa da, sosyal medya kullanımıyla tanıştığımız İngilizce kökenli kelimelerden biridir. Yönetici, idareci gibi kelimelerle Türkçeleştirebiliriz.

Kendi
Eski Türkçe’den günümüze gelen bu dönüşlülük zamiri, kişinin öz varlığını anlatmaya yarar.

Amatör
Çoğu kişi anlamını “acemi’’ gibi düşünse de, ilk anlamı “Bir işi para kazanmak için değil yalnızca zevki için yapan, gönüllü kimse”dir.

İstanbul Sözlüğü

İSTANBUL: Bazı kaynaklar Konstantin’den bazı kaynaklar İslâmbol’dan evrildiğini söylüyor. Peki bu sefer biraz farklı düşünelim. Acaba bu yorgun ve güzel isim, iste-an-bul fiillerinin terkibinden oluşmuş olabilir mi? İstemek, istediğini anmak ve bulmak. Taşı toprağı nakış nakış mana yüklü bu şehrin mukaddes ruhunu kuşatan bir bakış açısı olacaktır sözünü ettiğimiz şüphesiz. Düşünmekte fayda var.

BALTALİMANI: Eski adı ‘’Fadalya’’yken sonrasında Osmanlı’nın ilk kaptan-ı deryası olan Baltaoğlu Süleyman Bey’den esinlenerek bu adı alır.

AŞİYAN: Tevfik Fikret’in ağaçlar arasındaki mükemmel manzaralı evinin olduğu yere Farsça ‘’kuş yuvası’’ anlamına gelen ‘’ aşiyan’’ adı verilir.

GALATA: Bölgedeki süthanelerin çokluğundan dolayı Rumca’da süt anlamına gelen ‘’gala’’ kelimesinden türetilmiştir.

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published.