SOSYAL MEDYA KILAVUZU

Hilal Bozkurt

Sosyal Medya Kılavuzu

Yaşadığımız çağda ekmeğimiz, suyumuz, hatta ve hatta oksijenimiz haline gelen internet ve onun bir ağı olan sosyal mecralar…

Biz Türklerin 1994 yılından itibaren hayatına giren bu akım birçok kolaylıklara vesile olmuşken beraberinde maalesef ki hasarlar ve zayiatlar da meydana getirmiştir.

Hayatımızı kolaylaştırdığı ve toplumsal bakımdan bize oldukça faydası olan internet ve sosyal medya dediğimiz alanlarda eriyen! Bilgisayar yahut telefon karşısında ömrünü heba eden, uygun-uygunsuz ayrımı yapmadan karşısına çıkan her siteye girmekle aklı karışıp intihar mektubunu tweet şeklinde paylaşan gençler ve niceleri…

düşman gözüyle bakmak yahut kendini tamamen bu mecradan soyutlamak, bal kavanozunu dışarıdan seyretmek gibidir. İşte bu mesele bizlerin büyük hatalarındandır. Elimize ulaşan her şeye (alet, bilgi, kültür) ve fırsata ya körü körüne bağlanırız ya da tamamen o akıma düşman kesiliriz. Nasıl ki; bir ürün aldığımızda kullanma kılavuzuna bakarak destek aldığımız gibi sosyal mecralar yahut dışarıdan alabileceğimiz herhangi bir akıma da kontrollü yaklaşarak, bizlere etkisini hesap ederek hayatımıza dahil etmemiz gerekir.

Binaenaleyh kastımız sosyal medya düşmanlığı değil, hayatı sosyal medyadan ibaret zannetmek de değil. Bu ikisi arasında orta bir yol bulmaktır.

Yaşadığımız asırda bir çılgınlık ve dahi hastalık haline gelen sosyal medyanın da bir kılavuza ihtiyacı vardır. Şimdi en acil ve önemli boyutlara değinelim;

 

Amaç

Neden sosyal medyaya ihtiyaç duyuyorsun? Kendini ne yönde ispat etmek istiyorsun? Eline telefonu niçin alıyorsun mesela? Instagram’ı neden indiriyorsun, Twitter’da neden ve ne amaçla yazıyorsun? Önce bunları düşün, kendine cevabını ver. Fakat seni gerçekten tatmin eden bir cevabının olması da mühim.

Falanca instagörlü takip etmek için yahut durumlarımı paylaşmak için diyorsan hayat ideallerinde bir eksiklik var demektir. O vakit kendine sosyal medya hesabı açmaktan önce hedef listesi belirlemen ve hayatının amacına yönelik planlar yapman gerekir.

Vakit Disiplini

Yıllarımız kısa. Ve biz farkında olmadan saatlerimizi, günlerimizi ve hatta belki de ömrümüzün çoğunu telefon, bilgisayar başında geçiriyoruz. Hayatımızın çoğunun sanal aleme taşınmasından kaynaklı, evlilik için tanışmaların sanal mecralarda gerçekleştiği, yiyeceğimiz malzemeleri dahi oturduğumuz koltuktan elimizde telefonla rahatça tedarik edebileceğimiz şu çağda interneti ve sosyal alanları kullanmayı en aza indirgemeliyiz. Çok da zorunlu olmadıkça yiyeceğimiz muzu da çıkıp marketten alıversek olmaz mı yani? Bir gezsek dışarıyı, komşumuz Fatma teyzeye selam versek, bakkal Hüseyin amcayla hasbihal etsek mesela. Hayatımıza sosyal alemin bizi insâni ilişkilerimizi zedeleyecek kadar girmesine müsaade etmemeliyiz. Vakitlerimiz, zamanımız ve hatta saniyelerimiz bizim sermayemiz. Sermayemizin kıymetini bilelim ki sonradan bedbaht olmayalım, öyle değil mi?

Mahremiyet

Sanal alemler real dünyamız kadar masum değil. Dolayısıyla sosyal mecralarda gerçek hayatımızdaki duruşumuzdan daha temkinli davranmalı ve bir nebze gizliliğimizi muhafaza etmemiz gerekir. Fotoğraflarımızı hemen her yerde paylaşmaktan sakınmalı, zamanın tecessüsü dediğimiz stalk işlemini kötü niyetle yapmaktan kaçınmalıyız. Kendi fotoğraflarımız hususunda titiz davrandığımız gibi, önümüze gelen fotoğrafları kullanmaktan şiddetle kaçınmalıyız.

Mizah / Şaka

Hayatta her şeyin bir ölçüsü vardır. Önümüze gelen enfes bir yemeğin tuz oranındaki az miktar fazlalık yahut eksiklik tadını bozar. Sosyal medya ortamında da hâl böyledir. Yaptığımız mizah konularında ölçülü olalım ki hem kendimizin hem de başkalarının tadını kaçırmayalım. Elbette bu alanlarda da eğlenebiliriz. Fakat bu eğlence herhangi bir şahsın onurunu zedeleyecek ölçüde olmamalıdır. Kendi alanımızda, kendimize yaraşır tarzda dilediğimiz gibi eğlenebiliriz.

Sınırlarımız

Herhangi birisi senden telefonunu rica ettiği vakit rahatlıkla teslim edebiliyor musun? Arama geçmişini sıklıkla temizler misin? Kendinden ve başkalarından gizlediğin arama butonunda neler var? Şimdi eline telefonunu al ve son aradığın beş sekmeye bir bak. Hah, işte beş yıl sonraki senin şifrelerin onlar. Önüne çıkan her sayfaya bakarsan, beş yıl sonra şaşkına dönmüş, ne istediğini bilmeyen, ahlaki zayiatlara uğramış birisi olursun. Senin kendine has bir kaliten olmalı, her sayfaya ilişmemeli gözlerin. Sınırlarımız, gelecekteki kaliteli kendimizdir, unutma!

Story Çılgınlığı

Yediği içtiği, gezdiği her anını paylaşan insanların olduğu şu çağda kendini bu akımdan uzak tutmak tamamıyla kalite meselesi. İlerleyen teknolojiyle birlikte her şeyden “anında” haberdar olmamız bizde bir şeylerin ruhunu yitirmesine sebebiyet verdi. Dedelerimiz, ninelerimizin “olan var, olmayan var” anlayışı günümüzde ortadan kalkmaya yüz tutmuş, kimsenin onun da canı ister mi, o da buna özenir mi diye düşünmeden paylaşım yaptığı çağdayız. Instagram storylerinde art arda kişinin belki sayfalarca kitap okuyabileceği süre zarfınca story paylaşımlarını görüyoruz. Burada kast edilen, kimse bir şey paylaşmasın, hikâye paylaşmayı protesto ediyoruz değil. Elbette güzel hissiyatlar hissetmiş olabiliriz, bir video dinleyip etkisinde kalmış, başkalarının da yararlanmasını istemiş olabiliriz. Bu gibi paylaşımlar yapmamız bir sıkıntı oluşturmaz. Fakat gittiğimiz lokantada boylu boyunca açılan sofrayı her ayrıntısına kadar paylaşmak geçmişimizden gelen örf ve ahlak kurallarına ters düşer. Bundan sonra kimin, ne paylaşım yapacağı kendi yetişme tarzını ve nasıl bir insani kimliğe sahip olduğunun göstergesidir.

Sahte Profilcilik

Özgür insanlar, asla kendi kimliklerini gizlemezler. Sosyal medya afetlerinden bir alan olan “fake” hesap açma yanlışlığı, kişinin kendini aşikâr etme korkusundan kaynaklıdır. Evet, bir eleştirin yahut önerin olabilir. Bunu muhatabına direk ya da dolaylı yoldan gelişen teknolojiyle haberdar edebilirsin. Eleştiri ve öneri hakkının olması senin adı sanı belli olmayan bir hesapla acımasız bir şekilde eleştiri yapıp, tehlikeli sözcükler kullanabilmen manasına gelmez. Kendi isminle, muhatabını rencide etmeden, güzel bir üslupla eleştirini özel alandan irtibat kurup, ifade edebilirsin. Herkes gizlice eleştiri yapabilir fakat herkes kendi olup, görüşlerini korkmadan izah edebilecek özgürlükte değildir.

Elbette daha birçok madde ilave edebiliriz kılavuzumuza. Özellikle şunu anlayalım; Kendi sınırlarımız içinde özgür olduğumuz bu mecrada gerçek hayattan daha farklı görünmemize lüzum yoktur. Daha havalı, daha entelektüel görünmek için kendimizden daha farklı bir ben oluşturmayalım, aman dikkat!

Sosyal mecralarda var olmamızla biz Müslümanlar da bu alanlardayız, buraları boş bırakmadık görüntüsünü oluşturmamız gerekir. Yeter ki sosyal medyayı biz kullanalım, onun bizi kullanmasına müsaade etmeyelim.

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published.