BİR BENLİK SORUNU

Gülsema Gültekin

Zihnimdeki en sancılı doğumsun sen.
Gecenin köründe, uyku öncesi sohbetinde
Sana bir söz vermiştim bu yüzden: Vera!
Bana bir sır vermiştin, biz hâlâ çocukken;
Gecenin köründe, aynadaki yüzümle
Kurtulmakmış niyetin sana dar gelen içimden.

Aynaya boyumun yetiştiği günden, daha doğrusu parmak uçlarımda dikilerek aynada kendi gözlerimle karşılaştığım günden beri beni kovalayan bir şeyin varlığını fark ettim. Aynada gördüğüm o ela gözlere çok benzeyen, ama diğer ikisi gibi benim haricimi değil de sadece beni izleyen bir üçüncü gözün varlığını.

Evet, o, bana göbek bağıyla bağlı olup daima peşimde olan bir üçüncü göz. Sanki çektikçe uzayan göbek bağımızla beraber dünyanın tepesine binip kuş bakışı izliyor beni. Tedirginliğin soyu damarlarımda dölleniyor onun yüzünden. Tüm gün eve gitmenin ve yorgan altına girip saklanmanın hayalini kurduruyor bana.

Sonra gece oluyor, ben yorganımın altına saklanıyorum. Ama o daha korkunç bir hâl alıyor geceleri. Dünyanın tepesinden inip benim dünyama çöküyor ve gün boyu izlediği beni bana izletiyor. Çileden çıkarıyor beni. Kendim olmanın ıstırabıyla kaçıyorum ondan ve çatıların altına saklanıyorum sokaklarda. Ben kaçtıkça kovalıyor ve her gece yakalıyor aslında. Varlığımı sorgulayan bakışları benimle alay ediyor durmadan. Ben her gece sıradan herkesliğimi izlerken o gevrek sesiyle kahkahalar atıyor kafamda.

Çok korkuyorum ondan. Değişmek ve söndürmek istiyorum o alaycı bakışını göz bebeğinden. Bu yüzden her gün farklı biri olmak için yeniden inşa ediyorum kendimi. Artık daha önce hiç görmediğim bir beni izlemek istiyorum onun alayı sönmüş gözünde. Çatıların altına değil meydanlara koşmak istiyorum yeni benliğimle.

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published.