YAZARLARDAN İLGİNÇ HATIRALAR

İbrahim Cirit

“E”nin Dayanılmaz Hafifliği

1936 yılında doğan Georges Perec, babasını İkinci Dünya Savaşı’nda kaybetmiş ve 1942 yılında, birden ortadan kaybolan annesinin, Nazi toplama kampına düştüğünü ve öldürüldüğünü öğrenmiştir. Annesinin ortadan birden kayboluşu daha sonra yazacağı, hiç “e” harfi bulunmayan “Kayboluş” romanına da vesile olacaktır. “E” adeta kaybolmuştur.

Yazmak: Azcık Ölmek

Dostoyevski, 1849’da devlet aleyhine propaganda suçundan ölüm cezasına çarptırılmıştı. İdam mangasından son anda gelen bir fermanla kurtulmuştu ve cezası kürek mahkûmluğuna çevrilmişti. Dostoyevski, en büyük eserlerini bu sürgünün ardından verdi.
1571 yılında İspanyol donanmasına katılan Cervantes, İnebahtı deniz muharebesinde haçlı donanmasıyla beraber Osmanlıya karşı savaştı. Savaşta kolu yaralandığı için bir süre İtalya’da tedavi görmüştü. Kardeşiyle birlikte ispanyaya dönüş yolunda (1575) Arnavut Mehmet komutasındaki bir grup Cezayirli korsan tarafından esir alındı. 5 yıl esaretin ardından bazı keşişler fidyeyi ödeyerek Cervantes’i kurtardı. Don Kişot’u da bu esaretin ardından kaleme almıştı. Yaşasın özgürlük!

Machine-i Dedicodus

Bir tevatür vardır: Nazım Hikmet ve Piraye, Gülhane Parkı’nda buluşmak için sözleşirler. Hikmet, parkta Piraye’yi beklerken polisleri görür. Kaçak olduğu ve polisler tarafından arandığı için ceviz ağacına tırmanır ve o meşhur mısraları kaleme alır.

Ancak böyle bir olay olacaksa Piraye ile değil o zamanki sevgilisi Münevver Hanımla olmalıydı. Ve bu şiiri yazdığı zaman (1 Temmuz 1957) Nazım Hikmet, Bulgaristan’da yaşıyordu. Ceviz Ağacı, memleket hasretiyle yazılan bir şiir yahut “kötü ve kıskanç insanların” sembolünden başka bir şey değildi.

Tring Galata / Soğan Salata

Nurullah Ataç’ın övmeye doyamadığı şairlerin başında Orhan Veli geliyordu ancak son zamanlarında ona dargındı, geçinemezlerdi. Orhan Veli’nin adını duyduğunda “şakuli solucan” derdi. Orhan Veli de cevaben birkaç dize karalıyordu. Örneğin: Nurullah Ata / Tring galata / Soğan salata.

KISA KISA

  • Ünlü yazar Agatha Christie, yazı yazma bozukluğu olarak tanımlanan “disgrafi”den muzdaripti. Bu sebeple kitaplarını her zaman başkasına dikte ettirerek yazdırırdı.
  • Sabahattin Ali, kitaplarında duru bir Türkçeden ödün vermediği gibi günlük yaşamında da diksiyon takıntısından ödün vermemiştir. Hatta arkadaşlarına şöyle dem vurmuştur: “Bu yüzden Aliye Hanım bana fena halde içerliyor. Karı koca ağız tadıyla kavga edemiyoruz. Sabahattin Ali, kitaplarında duru bir Türkçeden ödün vermediği gibi günlük yaşamında da diksiyon takıntısından ödün vermemiştir. Hatta arkadaşlarına şöyle dem vurmuştur: “Bu yüzden Aliye Hanım bana fena halde içerliyor. Karı koca ağız tadıyla kavga edemiyoruz. 
  • Ünlü yazarımız Yaşar Kemal’in üç buçuk yaşında iken talihsiz bir kaza sebebiyle sağ gözü görmez olur. Yine küçük yaşlarda babasıyla camiye gittiği bir günde namazda iken gözleri önünde babası öldürülür. Bu olay üzerine Yaşar Kemal şoka girer ve kekeme olur. Kekemeliği yalnızca kitap okurken ve türkü söylerken geçermiş.

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published.