SUÇ İŞLEMENİN NEDENLERİ VE TEMELLERİ

Alican Aydemir

Davanın sonunda çoğu şey birbirine uyup yine de akla yatmayan bir durum varsa şu sorunun vakti gelmiştir. “Zanlı tek kişi mi?”

Suç; yasalar tarafından belirlenmiş kanun dışı yani illegal hareketlere verilen genel isimdir. Suç toplumsal bir olgudur. Faili olarak ele alındığı zaman bireysel bir olay, fiili olarak bakarsak toplumsal bir olgudur. Suç kavramı geniş olayları kapsar. Tür olarak: Ekonomik suçlar, bireysel suçlar ve toplumsal suçlar olarak üçe ayrılabilir. Bunlar ise kendi aralarında bölünür. Genel ve yaygın suçlar; cinayet, adam yaralama, darp, dolandırıcılık, hırsızlık, gasp, yan kesicilik, tecavüz kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, hız sınırını aşma, trafikte yapılmaması gereken hareketlerde bulunma… Bu örnekler çoğaltılabilir. Suç işleme nedenleri ise yukarıda belirtildiği gibi ekonomik, bireysel veya toplumsal nedenlerdir ( Not olarak düşmek gerekir ki akıl sağlığı problemlerinden kaynaklanan suçlarda Türkiye kanunlarına göre alınan bir cezada indirim bulunmaktadır. Ayrıca alınan hapis cezası güvenlik tedbirine çevrilir). Yine bu nedenlerde kendi aralarında bölünür. Genel ve yaygın sebepler: Töre, namus, kan davası, fakirlik, zenginliğe ulaşma çabası, zevk alma, dini ritüeller, heyecan arayışı… Bu örnekler de çoğaltılabilir.

Suç işlemek basittir. Ama suçu işlerken kusursuza ulaşma ve suçu çözme daha zordur. Suçu çözerken (bahsedeceklerimin çoğu cinayet için geçerlidir) izlenecek yol basittir. İlk başta doğru soruları sormak gerekir. Kurbanın kişiliği, geçmişi, yaşam standardı, hedefleri gibi daha kişiye yönelik sorular prosedürün hemen arkasından sorulabilir. Bunların cevabı bazen adli tıp ile çelişebilir. Burada ise elinizde olanlar ile tümdengelim ve tümevarım yapın. Açığı bulacaksınız. Davanın sonunda çoğu şey birbirine uyup yine de akla yatmayan bir durum varsa şu sorunun vakti gelmiştir. “Zanlı tek kişi mi?”

Bu tür olaylar pek sık yaşanmasa da gerçekten her bir örneği mükemmeldir. Burada kısaca bahsedeceğim örnek ise “Zodyak Katili” dir. Zodyak Katili 1969 – 1971 (1974) yılına kadar faaliyet göstermiş bir seri katildir. Bu katil işlediği cinayetlerde kendisini ihbar etmiş ve polise şifreli mektuplar göndermiştir (Bu mektuplar katilin dediğine göre kendisinin kimliğini bildiriyordu. Günümüze kadar işe sadece 3 tanesi çözülebilir ve katile dair bir ipucu bulunamadı). Katil hayatta kalan kurban Michael Renault Mageau’nun ifadesine göre katil Arthur Allen’dı. Arthur’un arkadaşının ifadesine göre Arthur tüm bu olaylardan önce kendisine Zodyak diye sesleniyordu, kolyesi katilin sembolüydü ve bahsettiği kitaplar Zodyak’ın bahsettiği kitaplardı. Arthur aynı zamanda cinayet zamanlarında ölü yerlerine çok yakın dolaşıyordu.

Şüpheliye “doğru şekilde soru sormak” da önemlidir. Şüpheliye sorulacak soruların cevabı “evet” ya da “hayır” olmamalıdır. Cevaplar “yoruma dayalı” olmalıdır. Bu soruları sorarken kişinin rahat olması önem taşır. Şüpheli rahat olursa size karşı cevapları daha net olur. Rahatlamışken ani bir soruyla onu hazırlıksız yakalayabilirsiniz. Mikro ve makro ifadeler yani mimikler ve beden dili bize kısa zaman aralıklarında asıl duyguyu verir.

Yalan makinasına bazı durumlarda polisler başvurabiliyor. Ama yalan makinalarının çalışma prensibi stresi ölçüp buna göre bir raporda bulunmak. Bu prensip birçok hataya sebebiyet verebiliyor. Bir kişi eğer polisten korkuyorsa bu sorgulama sırasında yalan makinası yine stres seviyesini ölçecek ve yalan söylüyor raporunda bulunacak. Yani bir kişi masum olsa bile korkusu ve heyecanı yüzünden suçlu damgası yiyebilir. Amerika Ulusal Bilimler Akademisi’nin 2003 yılında paylaştığı “Yalan Makinası ve Yalan Tespit” başlıklı makalesinde 80 araştırmanın 57’sinde yalan makinasının hatalı olduğu vurgulanmaktadır.

Yalan yakalama için makinalara gerek yoktur. İyi bir sistem üzerinden kişinin yalanı yakalanabilir. İnsanların yalan söylerken verdiği tepkiler vardır. Bu tepkiler sorular sorulduktan sonra açıklama esnasında gözlemlenmelidir. Ve tek bir tepki yalan sinyalidir, birden çok tepki yalan sinyalini güçlendirir.

Kadınlarda 3 temel yalan sinyali vardır. Bunlar: Set çekmek, yüzünü elleriyle kapatma (kaşa dokunma, kirpiğe dokunma, alına dokunma) ihtiyacı duyuyorsa bu bir yalan sinyalidir. Kadınlar bunu yaparken yere bakmaya meyillidir. Adem elmasının altına dokunmaya çalışır. Eğer bir kolye varsa kolyeyle oynar. Sonuncusu ise geri çekilme. Geriye doğru çekilir, eline herhangi bir materyal alma ihtiyacı duyar.

Erkeklerde de 3 temel yalan sinyali vardır. Bunlar: Ebeveyn dokunuşu, kişi ensesine dokunma ihtiyacı hisseder. Pinokyo burnu, kişi burnunu kaşıma ihtiyacı duyar. Bu bazen gözlük düzeltme şeklinde olabilir. Sonuncusunda ise kişi eğer yalanı karşı tarafa inandırdığını düşünürse asimetrik ve manasız bir gülümseme gösterir.

Her iki cinsiyette verilen tepkilerin çoğunluğu stres seviyesini düşürmeye yöneliktir. Bu bilgiler tek başına yetersiz kalabilir. Bu bilgileri sistematik şekilde işlemek ve yorumlamak önemli. Şöyle bir sistem uygulanabilir;

Resmet, bu aşamada kişinin normal tepkilerini resmedin. Kişinin stres seviyesi arttıkça temel davranışlarının dışına çıkmaya başlayacaktır. Anı yakala, kişinin mimiklerini gözlemleyin. Yalancının üç ana mimik ifadesi vardır. Korku, üzüntü ve mutluluk. Davranış değişikliklerini gözlemle, burada kişinin bedensel davranışlarını gözlemleyin. Normal davranışlarının dışında mı? Ana yalan sinyallerini verdi mi? Bunları kontrol edin.

Bu sistemi “RADAR” olarak aklınızda tutabilirsiniz.

Unutmayın suç ahlak dışıdır ve yasal değildir. Suç işlemeyin, işlenmesine izin vermeyin.

Kaynakça:
*Oğuz Benlioğlu – Kadınların verdiği 3 yalan sinyali, Erkeklerin verdiği 3 yalan sistemi, Yalan yakalama sistemimi açıklıyorum, Yalan yakalamada komiser Kolombo tekniği
*Amerika Ulusal Bilimler Akademisi – Yalan tespit ve yalan yakalama (2003)

Bir Cevap Yazın

Your email address will not be published.